Depolama Sistemleri ve Veri Depolama Teknolojileri

Verilerin sağlıklı bir şekilde erişimi, kaydedilmesi ve yönetimini sağlayan sistemlerdir. Dünya üzerinde depolama ihtiyaçlarının artması ile birlikte, disk kapasiteleri ve depolama alanlarında da sürekli bir artış görülmektedir. 2008 yılından beri veri kapasitesindeki yıllık artış %43’ün üzerindedir. En değerli kaynağınız olan verileriniz, iş sürecinize bağlı olarak zaman içerisinde giderek artmakta ve bunun doğal sonucu olarak verilerin güvenli bir şekilde depolanması gereksinimi ortaya çıkmaktadır. Kritik iş uygulamaları ve veri yönetimi için doğru sunucu çözümlerinin seçilmesi, gerek iş sürekliliği gerek veri güvenliği için çok önemlidir. Ayrıca, bu bilgilere kesintisiz olarak ulaşılması, sunucu ve depolama cihazlarının çökmesi veya felaket durumları da bile iş sürekliliğinin sağlanması gereklidir. Çok değerli olan verilerin kaybolması veya tekrar girilmesi zaman, emek ve işletme maliyetlerini arttırıcı unsurlardır. Şirketler bu sorunları en aza indirdiği sürece karlılığını koruyabilir. Sorunların çözümü için harcanan zaman, ilişkilerin aksaması ve işgücü kaybı doğurur bu da telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır. Dünya genelindeki şirketlerin üçte biri şirket faaliyetleri için hayati önem taşıyan veriler de dahil olmak üzere çeşitli veri kayıpları ile karşı karşıya kalırken, Türkiye'deki şirketlerin yüzde 49'u ise bir çok sebepten dolayı veri kaybına uğramış bulunmaktadırlar.

Veri Depolama Türleri

  • DAS; Direct Attached Storage
  • SAN; Storage Area Network
  • NAS; Network Attached Storage

Direct Attached Storage

DAS veri saklama cihazları, harici olarak bağlandığı sunucu bilgisayarın bir parçasıdır. Aynen masaüstü bilgisayarın hard diski gibidir veya bir sunucuya doğrudan bağlıdır. RAID dizeleri veya teyp kütüphanelerine de benzetilebilir. Ağdaki bilgisayarların DAS veri saklama alanına erişmesi için önce sunucuya erişmeleri gerekir. Bu NAS ve SAN’ın tersidir. Sunucu bozulursa, kullanıcı bilgisayarları DAS veri saklama alanına bağlanamazlar. Ucuzdur ve yönetimi kolaydır. Küçük ölçekli firmalar için DAS uygun bir çözüm olabilir. Ancak yedekleme konusuna hassasiyet gösterilmesi gerekir.

Network Attached Storage

Ağa doğrudan bağlanabilen depolama üniteleri (Network Attached Storage) depolama alan ağının tam tersi olarak, dosya temelli veya ortak internet dosya sistemi SMB ve CIFS gibi protokolleri kullanırlar. NAS, Hard disklerden ve yönetim yazılımından oluşur. Bunlar da tamamıyla dosyaları ağ üzerinde hizmete açmak üzere tasarlanmıştır. Tüm işletim sistemlerine dosya paylaştırabilirler. DAS sistemler ise yalnızca sunucusunun imkan verdiği işletim sistemlerine paylaşım verebilir. TCP/IP, FC ve CIFS desteği sunar. Ağ üzerindeki cihazlar tarafından erişilebilen, gönderilen veriyi depolayan ve bu veriye erişimi sağlayan, içerisinde gömülü bir işletim sistemi bulunan ve klasik sunucu sistemlerindeki kullanıcı/sunucu ilişkisini esas alan bir sistemdir. Güvenilirlik ve ulaşılabilirlik açısından DAS'a göre daha iyidir. Sunucuya bağlı DAS sistemlerdeki gibi arıza veya yavaşlamalardan etkilenmezler. Sistemi kapatmadan arızalı diski değiştirme imkanı verirler. Gereksinimlere göre, NAS cihazlarının kapasitesi ek diskler ile genişletilebilir. Dosya sunucusu (File Server) yerine NAS cihazlarının kullanılmasının nedeni güvenliktir. Dosya sunucularında olduğu gibi, NAS cihazlarında işletim sisteminin istemci tarafı olmadığı için gelen saldırılara karşı daha güvenlidir.

Storage Area Network

Doğrudan sunuculara bağlanan ve hızlı veri depolama kapasitesi sunan sistemlere SAN denir. Yerel ağdan bağımsız olarak depolama alanı ile sunucular arasında çalışan yüksek performanslı bir depolama ağıdır. SAN’lar ayrıca, yükü sunucular arasında dengeleyerek maliyetin düşmesine de katkıda bulunurlar. İleri düzey bir sistemdir yönetimi karışık, ölçeklenebilirliği de yüksektir. Çok kritik uygulamalar için kullanılır. SAN alt yapısında, NAS, DAS, RAID dizileri veya teyp kütüphaneleri, sunuculara fiber kanal ile bağlanır. Bu kanal yüksek güvenilirlikli, gigabit bağlantı teknolojisine sahiptir ki iş istasyonları, sunucular ve veri saklama birimleri arasında eş zamanlı iletişim imkanı sağlar. SCSI’nın mesafe ve bant genişliği sınırlamalarından etkilenmeksizin, uzun mesafeli veri paylaşım işlerinde fiber kanal idealdir. Aralarında uzak mesafelerin olduğu birden fazla şubesi olan bir firma iseniz SAN iyi bir çözüm olabilir ancak maliyeti çok yüksektir. Orta ve küçük ölçekli firmalar için fayda-maliyet analizi açısından pek de tercih edilecek bir seçenek değildir. Dosya düzeyinde paylaşım imkanı sağlayan DAS ve NAS’tan farklı olarak, SAN büyük veri bloklarını taşıma imkanı sunar. Veritabanı, görüntü işleme gibi uygulamalar için önemlidir. Çok sayıda kullanıcı sorunsuz hizmet alabilir. Ancak çok pahalıdır ve yönetimi zordur. Standardizasyonu yoktur.

Veri Depolama Teknolojileri

Günümüz depolama alan ağları genellikle paylaşılan depo dizilerini ve bant kütüphanelerini birden fazla sunucuya bağlamak için kullanılmaktadır. Depolama alan ağı aynı zamanda ağdaki geleneksel darboğazları, problemleri aşmak için de kullanılmaktadır. Bu süreç sunucular ve depolama araçları arasında yüksek hızdaki veri transferi ile aşağıdaki üç yolla gerçekleşmektedir:

1-Sunucudan Depoya

Depolama araçlarını en etkin şekilde kullanan modeldir. Bu modelin avantajı aynı depolama araçlarının birden fazla sunucu tarafından eş zamanlı olarak kullanılmasıdır.

2-Sunucudan Sunucuya

Depolama alan ağının, sunucular arasındaki yüksek hızlı ve yüksek hacimli iletişimini sağlamak amacıyla kullanılmasıdır.

3-Depodan Depoya

Sunucu müdahalesi gerekmeksizin depolar arasında veri alışverişinin yapılmasını öngörmektedir. Bu sayede uygulama işleme gibi aktiviteler için kullanılan sunucu işlemlerine gerek kalmaz.

SAN-NAS Karması

Depolama alan ağı ve ağa doğrudan bağlanabilen depo arasında birden fazla farklılık olmasına rağmen, iki teknolojiyi bir arada kullanıp çözüm üretmek de mümkündür.

Depolama alan ağının en önemli yararları basit konseptlerin dışında üç maddeyle özetlenebilir;

Altyapı sadeleştirme, Bilgi yaşam döngüsü yönetimi ve işletme devamlılığıdır.

Altyapı Sadeleştirme

Bir altyapı sadeleştirmesinin başarılı olabilmesi için 4 ana yöntem kullanılmaktadır: birleştirme, görselleştirme, otomasyon ve entegrasyondur.

Birleştirme

Bu yöntemde sunucular ve depo havuzları BT verimliliğini artırmak ve altyapıyı sadeleştirmek için kullanılırlar. Buna ek olarak, merkezi depolama yönetim araçları ölçeklenebilirliğe, uygunluğa ve olası kötü durumların toleransını geliştirmeye yardım etmektedirler.

Görselleştirme

Depo görselleştirme karışıklığı neredeyse en aza indirgemekte ve aynı zamanda depo varlıklarına birleşik bir bakış açısı kazandırmaktadır. Bu işlevsellik kullanıcılara daha iyi hizmet ve uygunluk sağlayarak, ana ve idari maliyetleri azaltmaya yardımcı olmaktadır. Görselleştirme BT altyapısını daha duyarlı, ölçeklenebilir ve uygun kılmak için tasarlanmıştır.

Otomasyon

Depo bileşenlerini özerk yeteneklerine göre seçmek uygunluğu ve duyarlılığı artırıp, deponun ihtiyacı olduğu gelişme sürecinde korumasına yardımcı olmaktadır. Artık günümüzde görevlerin birçoğu otomatik olarak yapılmaktadır. Bu sayede depo yöneticileri kritik ve daha önemli görevler üzerine yoğunlaşmak için daha çok vakit bulmaktadırlar.

Entegrasyon

Entegre edilmiş depo çevreleri sistem yönetim görevlerini basitleştirip, güvenliği geliştirmektedirler. Bütün sunucuların tüm verilere güvenlik erişimi olduğunda, altyapınız kullanıcıların enformasyon ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermektedirler. Aşağıdaki figür tek bir yönde dağıtılmış enformasyon adalarının birleşim hareketini daha da önemlisi sadeleştirilmiş altyapıyı resmetmektedir. Sadeleştirilmiş depo çevreleri, yönetmek için daha az birimden oluşmaktadır. Bu sayede kaynak kullanımı artar, depo yönetimi basitleşir ve disk depo sürücülerine sahip olmak için ölçek ekonomisi sağlamaktadır

Enformasyon Yaşam Döngüsü Yönetimi

Enformasyon günümüzde yükselen değerli bir varlık haline gelmiştir fakat bütün olarak ele aldığımızda enformasyon, teknolojinin de gelişmesiyle birlikte depolanması ve yönetilmesi daha maliyetli ve karmaşık bir hal almıştır. Enformasyon yaşam döngüsü yönetimi, yüksek seviyede erişimi en az maliyetle ve kullanılan depoyu en uygun hale getirerek, enformasyonu yaşam döngüsü içerisinde yönetme sürecidir. Bir SAN uygulaması, enformasyon yaşam döngüsünün yönetimini, uygulamaları birleştirip, veriyi tek bir sistem içine oturtarak daha verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamaktadır.

İş Sürekliliği

Müşteriler, çalışanlar, tedarikçiler ve iş ortakları, kısacası iş süreçlerindeki bütün aktörler, enformasyona diledikleri zamanda ulaşmayı beklemektedirler. Devam eden iş operasyonları opsiyonel olmaktan çıkıp, başarılı olmak ve rekabetçi avantaj kazanmak için olmazsa olmazlar arasına girmiştir. İşletmeler müşteri gizliliğine ve veri güvenliğine karşı duyarlı olmak zorundadırlar. Bu yüzden, önemli enformasyon varlıkları tehlikeye atılamazlar. Bahsedilen bu süreçler zorunluluk haline geldiğinden dolayı işletmeler bu süreçleri stratejilerinin bir parçası olarak düşünmeye başlamışlardır. SAN bu aşamada önemli bir rol üstlenmektedir. Tutarlı ve güvenli bir altyapı oluşturarak, işletmelere ihtiyaçlarını karşılayacak bir sistem sunmaktadırlar.

Dosya Sunucusu

Farklı çıkış noktaları ve farklı işletim sistemlerini kullanan birden fazla sunucu depo alan ağına bağlanabilmektedirler. Doğrudan bağlı depoların aksine, depolama alan ağına bağlı tüm sunucular, uygun olan tüm depoyu paylaşabilirler. Bu sayede işletmelerin megabayt başına olan toplam maliyeti düşmektedir.

Fiber Kablolama

Yüksek hızlı fiber optik kablolama, sunucuları, depoları ve bant yedekleme araçlarını birbirine bağlamak amaçlı kullanılmaktadır.

Bant Kütüphanesi

Bir bant kütüphanesini depolama alan ağına bağlamak, kritik veri yedeklemesi için hızlı ve güvenilir çözüm sunmaktadır. Depolama alan ağında depolanan veriler herhangi bir sunucu olmadan direkt olarak bant kütüphanesine aktarılmaktadırlar. Bu sayede sunucular üzerindeki yüklenme azalır ve verilerin yedeklenmesi aynı zamanda gerçekleşmiş olur.

Yönetim Yazılımı

Bu yazılım her bir bileşenin yapılandırılmasında ve performansın optimize edilmesinde kullanılmaktadır. BT yöneticilerini karşılaşılabilecek problemlere karşın uyarmak için sürekli olarak ağı izlemektedir.

Bağlanabilirlik

SAN bağlanabilirliği depo aygıtlarının ve sunucuların bağlantısını mümkün kılan donanım ve yazılım bileşenlerinden oluşmaktadır. Bu bileşenler alt düzey katman, orta düzey katman ve üst düzey katman olarak üç katmandan oluşmaktadır.

1-Alt Düzey Katman

a) Ethernet

Ethernet adaptörleri tipik olarak genellikle sunucudan sunucuya veya bilgisayardan sunucuya ağ bağlantısı olarak kullanılmaktadır. Bu tip ağ bağlantıları ağdaki her bir aracın birbiriyle iletişim kurabildiği ortak bir veri yolu topolojisi oluşturmaktadırlar. Bir Ethernet adaptörü 10Gb/Ps veri transfer hızına kadar çıkabilmektedir.

b) Fiber Kanal

Fiber Kanal seri bağlı bir arayüzdür (genellikle fiber-optik kablo ile uygulanır) ve SAN tipi ağların büyük çoğunluğu bu mimariyi kullanır.

c) SCSI

Small Computer System Interface, paralel bir arayüzdür. SCSI araçları sonlandırılmış veri yollarını oluşturmak için paralel olarak bağlanırlar. Maksimum kablo uzunluğu 25 metredir ve maksimum 16 araç basit bir SCSI veri yoluna bağlanabilmektedir. SCSI arayüzü hata ayıklama ve diğer araçlarla olan bağlantıyı kesmek ve tekrardan bağlanmak için birçok yapılandırma seçeneğine sahiptir.

2-ORTA DÜZEY KATMAN

a) FCP

Fiber kanal protokolü, (Fibre Channel Protocol) fiber kanal üzerindeki SCSI’nin bir ara yüz protokolüdür. FCP, depo ağları için öncelikli olarak kullanılan gigabit hızlı bir ağ teknolojisidir. İlk olarak süper bilgisayar alanında kullanılmaya başlanmıştır, fakat esas olarak kurumsal depolama alanında, depo alan ağı için standart bir bağlantı tipi haline gelmiştir. İsmine rağmen, FCP sinyalizasyonu hem bükümlü telli kablo hem de fiber-optik kablolarda kullanılmaktadır.

b) iSCSI

İnternet SCSI (iSCSI), SCSI komutlarını öncüden hedefe taşıyan bir taşıma protokolüdür. iSCSI, standart SCSI sorgularını TCP/IP ağ teknolojisine taşıyan bir veri depolama ağı protokolüdür. iSCSI, IP-tabanlı depo alan ağlarının aynı ağ teknolojisini kullanmasını sağlamaktadır.

c) iFCP

İnternet Fiber Kanal Protokolü, (Internet Fibre Channel Protocol) bir depo alan ağı için veriyi iletme ve fiber kanaldan alma işini yapan bir mekanizmadır. iFCP, var olan SCSI ve fiber kanal ağlarının internete girmeleri için birlikte çalışmalarını sağlamaktadır. iFCP, fiber kanal protokolleriyle ardışık olarak çalışabilmektedir.

3-ÜST DÜZEY KATMAN

a) Sunucuya Doğrudan Bağlanabilen Depo

Bu yaklaşım deponun sunucuya doğrudan bağlanarak performansını minimum seviyenin üzerinde tutmasını sağlamaktadır. Depo, adaptör kartını kullanarak direkt olarak sunucu veri yoluna bağlanabilmektedir ve herhangi bir depo aracı her bir sunucu için ayrı ayrı atanmaktadır. Başlangıç olarak, disk ve bant depo araçları on-board zekasına sahip değillerdi. Sadece sunucunun girdi/çıktı taleplerini incelerdiler. Daha sonraki evrim, kontrol birimlerini doğurdu. Kontrol birimleri sınırlı zeka’ya sahip ve girdi/çıktı taleplerini yakalama gibi fonksiyonlarının işlevselliğinde görev alan depo yüksüz sunuculardır. Birçok gelişmiş depo fonksiyonları kontrol birimleri içerisinde geliştirilmiş ve uygulanmıştır.

b)Ağa Doğrudan Bağlanabilen Depo

NAS, basit olarak düşünürsek, Yerel Ağ Bağlantısı üzerinden bağlanan ve Ağ Dosya Sistemi gibi ağ protokollerini kullanan hızlı, sorunsuz ve güvenilir bir ağ depolama yöntemidir. NAS cihazları sadece dosya paylaşımıyla ilgili işlemleri yapabilmek adına sadeleştirilmiştir.

c)Ağ Tipleri

Birçok depolama alan ağı, sunucular ve disk sürücü birimi aygıtları arasındaki iletişim için Small Computer System Interface, SCSI protokolünü kullanırlar. Diğer protokoller ise eşleştirme katmanı olarak bir ağı oluşturmak için kullanılırlar.

  • Ethernet protokolü
  • FCP, Fiber kanal protokolü (Fibre Channel Protocol)
  • FcoE, Ethernet üzerinden Fiber Kanal protokolü (Fibre Channel over Ethernet).
  • HyperSCSI, Ethernet üzerinden SCSI’ye yol göstermektedir.
  • iFCP veya SANoIP, IP üzerinden FCP’ye yol göstermektedir.
  • iSCSI, TCP/IP internet protokollerinin üzerinden SCSI’ye yol göstermektedir.
  • RDMA, Uzaktan doğrudan bellek erişimi (Remote Direct Memory Access) için iSCSI uzantısı, InfiniBand üzerinden iSCSI’ye yol göstermektedir.

Depolama Çoğaltma (Storage Replication)

Güvenilirliği, dayanıklılığı, erişilebilirliği arttırmak için yazılım ve donanım bileşenleri gibi kaynaklar arasında tutarlılığın sağlandığından emin olunarak, bilginin paylaştırılma sürecidir. Bir sistem ve ona ait disklerde bulunan verinin, başka bir sistem ile onun tamamen bağımsız disk setine kopyalanmasına veri replikasyonu ismi verilir. Replike edilmiş bir varlığa erişmek, replike edilmemiş tek bir varlığa erişmek ile eşdeğerdir. Veritabanı replikasyonu, birçok veritabanı yönetim sistemi üzerinde, asıl ve yedek kopyalar arasında master/slave ilişkisine sahip biçimde uygulanır. Üye güncellemeyi başarılı biçimde aldığına dair mesaj görüntüler ve diğer güncellemeleri almaya devam ederek ilerler. Bu işlem, kaynak veri tabanının sürekli yenilerek, diğer cihazlarda da kaydedilmesini sağlar. Gerçek zamanlı depolama replikasyonu genellikle bir öbek aygıtın güncellemelerinin çok sayıda fiziksel sabit disk üzerine dağıtılması suretiyle gerçekleştirilir. Bu şekilde, işletim sistemi tarafından desteklenen herhangi bir dosya sistemi, dosya sistemi kodunun öbek aygıt sürücüsü katmanından bir üst katmanda çalıştığından, değişikliğe gerek duyulmadan replike edilebilir. En temel yöntem, disk yansıtma işlemidir. Yansıtma işlemi kısa mesafe işlemler için kullanılan bir terim iken, replikasyon işlemi fiziksel olarak birbirinden ayrı ve uzak yerlerde konumlandırılmış bilgisayar ağları boyunca genişletilebilir. Amaç, herhangi bir çökme veya felaket durumunda hasarı önlemek ve ayakta kalabilirliği arttırmaktır. Bu durumlarda, genelde iye/üye replikasyon modeli kullanılır. Bu tip çözümlerin genel özelliği, yazma işlemi ile başa çıkabilmektir. Replikasyon yöntemleri, gecikme süresi miktarı ve replikasyonu başlatan/yöneten varlıklar yönünden iki farklı grupta toplanabilir.

Gecikme süresi miktarına göre replikasyon türleri dört grup altında sınıflanabilir.

1-Zaman Uyumlu Replikasyon

Zaman uyumlu replikasyon, atomik yazma prensibi ile sıfır veri kaybını garantiler. Atomik yazma işlemi, iki tarafta da işlem tamamlanıncaya kadar yazma veya hiç yazmama işlemidir. Yazma işlemi, hem yerel hem de uzak depolama tarafından tamamlanma bilgisi alınmadan gerçekleşti sayılmaz.

2-Zaman Uyumsuz Replikasyon

Yerel depolama biriminden onay mesajı alındıktan sonra, yazma işlemi tamamlanmış kabul edilir. Uzak depolama birimi az bir gecikme ile güncellenir. Performans artar; fakat yerel depolama biriminin kaybedilmesi durumunda uzak depolama biriminin mevcut ve verinin kopyasına sahip olduğu garanti edilemez. En son verinin kayıp olma ihtimali bulunmaktadır.

3-Yarı Zaman Uyumlu Replikasyon

Bu replikasyon metodu, zaman uyumlu ve zaman uyumsuz replikasyon yöntemleri arasında bir geçit görevi görür. Bu yöntem, zaman uyumlu replikasyonun performans etkisini düşürür. Yarı zaman uyumlu replikasyonun faydaları uygulamaya, iş yüküne, replike edilen verinin gidiş geliş hızına bağlıdır.

4-Periyodik/Toplu Replikasyon

Bu yöntemde veri kaydedilir ve periyodik olarak toplu halde bir seferde replike edilir. Yazma sırası korunamaz; replikasyon döngüsü boyunca hedefe ulaşan veri tutarlı olmayabilir. Eğer replikasyon döngüsü boyunca ana sistemde bir çökme durumu meydana gelirse hedef sistemdeki veri kullanılamaz olur. Bu yöntemin avantajı; sistem ve ağ yöneticisine, ağın replikasyon sayesinde getirdiği ek yükü kontrol edebilme imkanı sağlamasıdır.

Başlatan/yöneten varlıklar yönünden replikasyon dört grup altında sınıflanabilir.

1-Donanım Tabanlı Replikasyon

Donanım replikasyonu, uygulamanın koşturulduğu sistemin dışında harici disk dizisinin üzerine yerleştirilmiş bir CPU üzerinde çalışır. Disk dizisi sisteme bağlı olduğu sürece sistem verileri replike edilebilir. Donanım replikasyonunun diğer tarafında da birebir aynı bir disk dizisi bulunmak zorundadır, replikasyonu gerçekleştiren yazılım yalnızca özelleştirilmiş diziler üzerinde çalışır.

2-Yazılım Tabanlı Replikasyon

Genellikle disk birimi yönetim yazılımlarıyla gerçekleştirilir. Bu tip replikasyon yöntemi, donanım tabanlı replikasyon yöntemine göre daha esnek ve daha ekonomiktir. Yazılım tabanlı replikasyonun bir dezavantajı, yalnızca replikasyon yazılımının desteklediği sistemlerde bu işlemin gerçekleşmesine izin verilmesidir.

3-Dosya Sistemi Tabanlı Replikasyon

Özüne inildiğinde dosya tabanlı replikasyon yöntemi teyp üzerine yedekleme alma yöntemi ile benzemektedir. Dosya tabanlı replikasyon araçları, işletim sisteminin parçası biçimindedir. Bir dosya sistemindeki verilerin (veya değişikliklerin) periyodik olarak hedef siteye gönderilmesi prensibine dayanır.

4-Uygulama Tabanlı Replikasyon

Veritabanı replikasyonu asıl veri tabanının veya operasyonel bir sistemin bozulması gibi durumlara karşı koruma sağlar. Veritabanı replikasyonu; dosya dağıtım yetenekleri, log replay kullanımları, dağıtık işlem yönetimi gibi hazır veritabanı özellikleri veya üçüncü parti işlem yapma ve birçok sunucu üzerindeki birçok veritabanı kopyasının dağıtımını garantileyen sıraya koyma sistemleri gibi özelliklere sahiptir. Replikasyon ile yakından ilgili bir kavramda günlük gönderme (log shipping) dir. Günlük gönderme bir SQL sunucusu üzerinde veritabanı ve işlem günlük dosyalarının yedeklenme sürecinin otomatize edilmesi ve geri yüklenmesi işlemidir. Replikasyon işleminde olduğu gibi günlük gönderme işleminde de birincil amaç sunucunun ayakta kalabilirliğini arttırmaktır. Replikasyon işlemi ile kıyaslandığında, günlük gönderme işlemi çok fazla raporlama yeteneğine sahip değildir

Local Unit Number (LUN)

Genel olarak bir storage ünitesi üzerinde bir ya da daha fazla sunucunun kullanımına sunulan disk alanına denir. Storage üniteleri üzerinde takılan diskler ile raid vs. işlemler tamamlandıktan sonra ortaya çıkan kullanılabilir disk alanı üzerinde LUN’lar oluşturulur. Daha sonra bu LUN bir (ya da birkaç) sunucuya atanarak kullanılır. Sunucu atanan LUN’u kendi local disklerini formatlar gibi formatlar ve üzerine data yazıp okur. Sunucu kendi lokalindeki bir storage ünitesini değil de farklı bir lokasyondaki (SAN-NAS-DAS) storage ünitesini kullanıyorsa bu birim LUN olarak adlandırılır. LUN bir disk sunucusu için belirtilmiş özel bir adrestir. Saldırılardan korunmak için LUN maskelemesi yöntemi uygulanabilir. Yani LUN’ları sadece belirli istemciler için erişilebilir hale getirerek istenmeyen erişimleri engelleyebiliriz. Örneğin, SAN’a windows sunucuların ve Unix sunucuların bağlı olduğunu düşünelim. LUN’ları gizleyerek windows sunucuların Unix sunuculara kendi etiketlerini yazmalarını engelleyebiliriz. Windows sunucular Unix sunucuların varlığından bile haberdar olmayabilirler. Günümüzde LUN’lar sadece bir disk sürücüsüne ait değildir, disk sürücüsünde bulunan birçok sanal bölüme ve RAID’e verilebilirler.